İsmi mucidi olan Felix Wankel’den (1902-1988) alan döner pistonlu bu motor üzerindeki çalışmalar 1924 yılında Felix’in kurduğu küçük bir laboratuarda başlamıştır. 1929 yılında yaptığı ilk moturun patentini almayı başarmıştır. 1933 yılında daha gelişmiş DKM32 isimli motoru yaparak çalışmalarına dur durak demeden devam etmiştir. Mütakip 1950 yıllarının başında eski adıyla NSU, yeni ismiyle Audi ile birlikte çalışmaya başlamıştır. Audi firmasında yapmış olduğu çalışmalarla göz dolduran Felix 136 beygire kadar çok güçlü motorlara imza atmıştır.
Göz dolduran Wankel motorlarını Japonlar,Amerika, İngiltere, İtalya kendi üretmiş olduğu araçlarda kullanarak 185 beygire kadar mükemmel araçlar tasarlamışlardır.
Bu motorun genel özelliklerine bakacak olursak; 4 silindire sahip motor 16 sübaplı ve çift eksantirik ile günümüz motorlarına göre daha az karmaşık yapıya sahiptir. Bu kadar basit bir yapıya sahip olmasına rağmen halen bazı parçalarının onarılması ve daha sağlam yapıya sağlam malzemeden yapılması mümkün değildir. Emme, sıkıştırma ve egzoz zamanları rotorun çevresinde oluştuğu için aşınma daha fazla ve polimer malzemeden yapılması onarılamaz bir hal almasını ve sürekli değişmesini gerektirmektedir.
Wankel’in çalışma prensibini inceleyecek olursak; dört zaman ilkesine göre çalışan motor her bir devrinde eksantirik miline üç devirlik iş yükler. Eksantirik milindeki bu hareket direk şanzımana iletilerek performans düşüklüğü büyük oranda engellenmiştir. Ayrıca motor su soğutmalı yapıya sahiptir. Yapı itibariyle oval bir şeklinin olması emme ve egzoz kanallarının birbirine paralel, ateşleme bujilerinin tam karşısında bulunmasına sebep olmuştur.
Motorun en büyük problemi ise gerçek performansını yüksek devirde yakalamasına bağlı olarak yakıt sarfiyatının oldukça artmasıdır. Türkiye’ de yerli araç olarak sadece Şahin’de bulunan bu sistem drag yarışlarının gözdesidir.
Araba Manyakları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder