Geçtiğimiz günlerde eşimle birlikte sakin sakin trafikte ilerlerken bir Lamborghini Gallardo ' ya rastladık.
Gallardo ' yu gayet iyi biliyor ve beğeniyor olsam da , daha önce ondan hiç bu kadar şiddetli şekilde etkilendiğimi hatırlamıyorum...
Trafikteki diğer standart araçların arasında , onlarla birlikte hareket ediyor olmasına rağmen adeta kendine has bir dünyada , farklı bir boyuttaydı. Onun içinde bir an için olmak ya da ona sahip olmak duygularına kapılmak bir yana , kendi mütevazi otomobilimde ve o standart araçların oluşturduğu trafikte net bir yanlızlık duygusu hissettim. Sanki bütün dünya onun üzerine dönüyor da biz standart kişiler ve otomobiller orada birer fazlalıkmışız gibi geldi bana...
Bunu yazmaya çalışırken bile bu kadar zorlanıyorsam , böyle bir otomobile sahip olsam kimbilir neler olur...
Oldukça alçak tasarımlı bu otomobille yanyana geldiğinizde , hangi standart otomobilde olursanız olun ona tepeden bakıyorsunuz , tavanı neredeyse sizin omuz hizanıza geliyor... Bu çok garip bir his. Ebatları da gerçekten ama gerçekten böyle bir canavar için çok ufak. Onun bu ufak yapısını hayran hayran izlerken , birdenbire aklınıza 5,2.-litre hacmindeki v10 motoru ve sahip olduğu 560.-hp gücü geliyor. Tabii sizi bu tatlı uykudan şiddetle sarsarak uyandıran ise , Gallardo ' nun o muhteşem motor sesinden başka birşey olamaz...
Bu canavarın 0-100.-km/h hızlanmasını sadece 3,7.-saniyede tamamlamasını , kalkıştan itibaren 11,8.-saniye sonra hız göstergesinde 200.-km/h ibaresini görebilmesini ve 325.-km/h olarak açıklanan maksimum hızını düşünmek , insanı bu hayattan ve yaşam temposundan soğutmaya yetiyor da artıyor bile...
Gallardo...
Kesinlikle muhteşem...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder