Genç samuray Mitsubishi Evo X...
Görselde ne Golf ' ü görüyoruz , ne de uzun uzadıya cümlelerle haşır neşir oluyoruz. Herkes kendi mesajını kendi algılarıyla yaratıyor...
Gel de sinirlenme arkadaş...!!!
Kaputunun altında belki binlerce beygir yatmıyor , ama Ford ailesinin sportif tatları olan Xr ve Rs versiyonlarının yolunu yapan bir model olarak bence yeterince özel...
Efendim , geçtiğimiz haftasonu Bağdat Caddesi ' nde sevgili eşim ve sevgili baldızlarım ile birlikte topyekün gezişirken , makyajlanmış versiyonu ile Toyota Auris ' in standına rastladık.
Yanlız Auris ' le ilgili iki nokta dikkatimi çekti ki bu iki noktadan biri üretim / tasarımla alakalı , diğeri ise sanırım stand senaryosundan kaynaklı bir durum...
Ön panjurun içinde çok ama çok korunaksız şekilde konumlandırılmış bir sensör / soket var. O soketin görünümü beni cidden rahatsız etti. Sanki unutulmuş da son anda birileri akıl edip iliştirmiş gibi... Hızla yol alırken önden gelip ızgaranın içine girebilecek orta boy sineklerin çarpmasıyla bile zarar görebilir sanki. Hatta oto yıkamalarda kullanılan tazyikli su , soketi söküp atabilir diye düşünüyorum... Gerçekte belki o kadar dayanımsız bir aparat değil belki de , ama gelin görün ki zihnimde uyandırdığı hisler hiç de öyle değil... İki dakikada elli tane sıkıntı yaratabildim maalesef...
Standa konmuş sıfır kilometrede gıcır gıcır bir otomobilin tüm fren diskleri ve fren kaliperleri neden tamamen gümüş grisi bir boya ile boyanır? Hem de özensizce...
Hiçkimse kusura bakmasın ama "Ring" hakkında bir girizgah paragrafı yazmayı hiç mi hiç düşünmüyorum. Onun hakkında detaylı bilgi edinmek istiyorsanız ya köyün muhtarı "google"emmiye danışacak ya da arabadelisi'nin arşivlerinin karıştıracaksınız...
İnternet video paylaşım sitelerinde yıllardır pek çok otomobilin veya motosikletin Ring ' deki zamana karşı mücadelesini zevkle izledik. Hangi otomobilin tur zamanı kaç saniye? Tur rekoru kimde? Hangi pilot daha korkusuz?... vs..vs..vs..
Şahsen ben tarif edemeyeceğim kadar büyük bir hayranlık duyuyorum Ring ' e.
Bu gerçekten de ilerici düşünce , 1925 yılının Eylül ayında Nürburgring pisti için ilk kazmanın vurulmasını sağladı. Kısa bir süre içinde bitirilen proje 1945 yılına kadar pek çok organizasyona ev sahipliği yaptı.
1940 ' larda savaş dünyanın her yanını etkilediği gibi Ring ' i de etkiledi tabii ki... Örneğin , 200 yataklı bir askeri hastaneye bile evsahipliği yaptı... Lokasyonu gereği stratejik bir noktada olan Ring , savaşı her bir santimetrekaresine kadar yaşadı...
24 saatlik dayanıklılık yarışları , formula1 yarışları , çılgınlığın sınırlarındaki motosikletler... Ring ' in sesini artık bir daha asla kısmamak üzere bütün dünyaya haykırıyordu... Şu an ise , orada yapılan organizasyonların çeşitliliğini anlatabilmek için başka bir konu açmam şart...

Günümüze kadar çeşitli revizyonlarla gelen Nürburgring pisti esasen 4 ana bölümden oluşuyor ;
Ben bu işi bu şekilde başaran , dini , milliyeti , cinsiyeti ne olursa olsun , katkısı olan tüm insanları gönülden tebrik ediyor ve tüm hücrelerime kadar alenen kıskanıyorum...
Yeni Impreza ' nın hatchback formunu gerçekten çok beğeniyorum. Ama performans açısından bakıldığında Mitsubishi Evo X ' e yetişememesi , hatta bir önceki kasa Impreza ' ları mumla aratması (abarttım biraz haklısınız) gerçekten üzücü...
Arkadaşımız , Impreza R205 adıyla hayat bulan bir Sti versiyonu. Güncel Impreza Sti ' lardan en büyük farkı , 2.500.-cc yerine çok daha ateşli 2.000.-cc hacmindeki bir motora sahip olması...
Günümüze kadar , kendi yarattığı segmentin mutlak lideri olan Mini Cooper ' ı , hemen hiçbir konuda zorlayacak rakibi yoktu. Ne stil , ne kalite , ne performans... vs..vs..vs..
Kesinlikle stil sahibi... Üstelik genlerinin nereden geldiğini bize gayet güzel bir şekilde gösteriyor. Klasik Fiat 500 ile benzerliği çok hoş. Özellikle Abarth versiyonu performans olarak ciddiye alınması gerekli bir makine.
Çok çok özel bir tasarım... Kaslı hatları kesinlike MiTO ' yu çok agresif gösteriyor. Standart motor seçenekleri aşırı agresif ve saldırgan bir performans içermese de , GTA versiyonu cidden akıl alıcı olacak , orası kesin...
İşte zurnanın zırt dediği yerlere geldik... Citroen , Ds3 ile gerçekten kafa karıştıracak... Stili çok farklı... Fransız estetiğinin etkisi belli oluyor. Aşırı kaslı görünmemesine rağmen , onda birşeylerin farklı olduğunu gayet net bir biçimde anlatabiliyor. Gövdeden farklı renkteki tavan uygulaması Mini ' den alıntı bir fikir olsa da , bence Ds3 ' e çok yakışıyor...
İşte kalite kokan bir örnek... Audi son zamanlarda "Mercedes ve Bmw ' den sonra akla gelen 3. Alman" rolünü kesinlikle bıraktı. Artık "Alamanlar" ı sayarken insanların kafası karışıyor , sıralamaya karar veremiyor... Bu rüzgarın etkisini durdurmaya hiç de niyetli olmayan Audi , yeni minik sürprizi A1 ile pazarı kesinlikle sallayacak...
İşte sürpriz diye ben buna derim... Kaputun altında taptaze motorlar var. Özellikle 3 silindirli turbo dizel versiyonu kesinlikle çok can yakacak... Detaylar daha sonra...
Şaşıranlar el kaldırsın... Benim elim şahsen hala havada... Üstelik ağzım da açık...
Kendini bilmez iki arkadaşımız , atlamışlar üstü açılabilen Ferrari ' lerine , bu manzaranın tadını çıkarabilmek için vurmuşlar kendilerini kıvrımlı dağ yollarına...
Enfes...
Sözkonusu Amerika olunca , tıpkı araçlar ve motor hacimleri gibi , "ego"lar da büyüyüp devasa boyutlara ulaşıyor işte...
Mesele , nasıl olursa olsun salt "dikkat çekmek" ise , bence mükemmel bir fikir...
Tabii bunu gördüğümde aklıma yıllar önce üretilmiş başka bir ürün geldi... :)
Çalışma mantığı özetle şöyle , jantın kollarına entegre ledler ve bu ledleri kontrol eden ana ünite sayesinde en sade tanımıyla jantınıza istediğiniz fotoğrafı / görseli yükleyebiliyorsunuz. (yüklemek derken bilgisayar dilinden bahsediyorum)
1959 Almanya Grand Prix ' i...

O yıllarda araçlarda kesinlikle hiçbir güvenlik önlemi yoktu. En mutlak gereklerden roll-bar , kask ve de emniyet kemeri olmadan yarışmak... Söylemesi bile dudaklarımı titretirken , o yıllarda bu efsane insanlar korkmadan sürat yapıyorlar , tampon tampona kıyasıya yarışıyorlardı...